varlığın yaraydı da yokluğun ilaç mı oldu sanki
ardında bıraktığın gözyaşlarım arkandan çok ağladı
bir merhabana yüzlerce satır
hadi bunlar da mı palavra
sen daha inanma bana
sensizlik fikrine ikna olamadım daha
rüyalarım rahat bırakmaz
kaçanı kovalıyorum
değer verilmeyenin peşindeyim
kahretsin!
bütün kötü huylar bende
sikimde değil
gün gelir tek tuşla silerim buraları belki ama
kendi ellerimle yarattığım biz dolu hayaller
kolay kolay yıkılmaz
dinamit döşesen de umutlarıma
parlatsan da nefretimi
şefkatim ve sevgim demirden betondan
kolay kolay yıkılmaz.
boş laflar, saçmalıklar, hüzün yüklü cümleler
napalım,
sensizliğe göbek mi atmalıydım
ey tanrım,
onu benden aldın, dua etmem artık sana.
bundan böyle; böyle.
herhalde,
akıbetim karanlık sokaklar
siyah kapşonlu adamlar
faili meçhul hayatlar.
sessizlik beni çıldırta dursun
suskunluğun karşısında küfürlerim iyice kudurmakta
mafya mı oldun yaban çiçeğim
nedir bu suskunluk yasası triplerin
bağırsam duymazsın çağırsam gelmezsin
nerdesin, kimlesin
soru sorma hürriyetim
aşkıma sansür
dikta rejimin pazartesi başlayıp salı günü bitse keşke
iyikiler savrulttuğum yüzünde
şimdi ne çok keşkeler birikti
bir zamanlar, 'beni unut' yoktular
mutluluk ifadeleri hava uçuşurdu
heyecan kalbimizi yoklar dururdu
dibine kadar pisliğe batmış küresel dünyada
milimetrelik sevinçlerle çırpınırdık yine de
gittin de noldu
dünyanın pisliği daha da battı gözüme
tamam da banane
aç karnıma dünyayı kurtaracak değilim ya
ama seni sevebilme cüretini gösterebiliyorum hala
dişlerimi sıka sıka
göğsümü gere gere
oldukça ironik bir vaziyette
işte böyle; seni seviyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder