29 Mayıs 2013 Çarşamba

Gene Geldi Mahallenin Delisi

Psikoz bebeğim! Ötenazi... şizofreni... korku filmleri!


Yitip giden sen değildin, hayalimde kurduğum sonsuzluk hissiydi
Hep bir komedyen olması beklenirken, korku filmi senaristi olmayı seçen adam triplerindeyim.

Yazdıklarım inananlara cehennemi, inanmayanlara sonsuz boşluğu hatırlatsın.


Güçsüz olanın kaybettiği vahşi bir doğa savaşında herkesi mutlu etmekti tribim.
Buna tahammülü olmayan ve güçsüzlere mutlak ölüm diye haykıran egoist ruhlu aç yırtıcılar pençelerini bana doğrulttular. Daha ne oluyoruz demeye kalmadan Etrafım kuşatılmıştı bir anda.
Yediğim ilk darbe beklemediğim bir an da ummadığım bir yönden gelmişti.
Oldukça derin bir yara almıştım. Derhal toparlanmalıydım.
İlk darbenin etkisinden cesaret alan kalabalık, bir bir saydırmaya başladılar üzerime salvolarını.
Bu acı o kadar dayanılması güç bir acıydı ki her bir darbe gideni aratmayan cinstendi.
Ben kabuğuma çekildikçe bu sefer daha acımasız, daha vurdumduymaz saldırıyorlardı.

Bana olan öfkeleri o kadar büyüktü ki, asırlarca nesilden nesile taşlayabilirlerdi beni.

Gözlerindeki nefret ateşi etrafa sıçrayacak gibiydi sanki. öyle de oldu zaten. durmadı yerinde.
Uzunca süren bu linç kampanyasından sonra biraz düşünmeye vaktim olmuştu.
Anlamıştım artık. böyle tepkisiz kalmak doğanın kanunlarına aykırı.
Oyunu kuralına göre oynamalıydım. Bir şeyler yapmalıydım.
Hayatta kalmak için bu şiddete bu nefrete bende ayak uydurmalıydım.
Öbür türlü yok olup gidişimi, günden güne eriyişimi seyretmekten başka şansım kalmayacaktı.

Artık dişlerimi değil yumruğumu sıkmalıydım.

Öyle de yaptım. İsyan ettim açıkça. Bende onlara vurdum, onlar bana vurdukça.
İntikam denen karşı konulamaz duyguya kapılmıştım.
Vurduğum her darbede geri çekildiklerini gördükçe daha da iştahlı saldırmaya başladım.

Acele etmeliydim.
Onlara yetişmeliydim.

Vurduğum her darbem kadar kapanan bir yaram, kapanan her yaram için bir darbem.
Hız kesmeden devam edip hıncımı aldıkça daha da batıyordum kötülüğün derinliklerine.

Artık bende onlar gibiydim.

Acı çektirmekti tek derdim.
Bilinçaltıma işlenen bu kördüğüm acılar bana bir daha asla sessiz kalmamayı öğretti.
Beni sevgiler kandırmıştı. yarı yolda bırakmıştı. Nefret ise elimden tutmuştu.
Bana benliğimi geri kazandırmıştı. Nefrete bir hayat borcum vardı artık.

Ya ödeyip en güçlü ben olmalıydım, ya da inkar edip kaybetmeye sabretmeliydim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder