Bir şeyi tercih etmemizin sebebi oldukça komplekstir. tercihlerimizi dışardan hiç bir baskı altında kalmadan yapmak olanaksız. olanağı yok yani. olanağı olmayan. imkansız. anladın.
hiç bir terchimizde aslında irademiz baş faktör değil. bazen bırak iradeyi o yaptığımız tercih var ya biz bile değilizdir o derece. bazen tabi :)
çok fazla müdahele vardır, çok fazla reklam vardır, çok fazla direktif çok fazla rehber çok fazla tavsiye, başarılı veya başarısız hayat hikayeleri vesaire bizi hep etkiler. ve bunlar günümüze geldikçe hızla çoğaldığı için bunlara kenarından köşesinden de olsa bulaşmamış olmak oldukça zor. zor yani dostum.
hal böyle olduğundan özgürlük kavramı tartışılmaya devam edecek. kişi sosyal hayata karışmaya çalıştıkça (yani biraz daha az monotonluk, biraz daha yeni bilgi, yeni yüz vs.) aslında sosyal hayatın ne kadar fazla monoton ve tektipleştirilmiş olduğunu anlıyosun.
sosyal hayata karış! yoksa gözümden düş. bu lafın ardından gelen tavsiyeler şunlardır: herhangi bir futbol takımının taraftarı ol, kısa dönemlik ilişkilerle takıl, yapabiliyosan fuckbody yap, şu şu marka telefondan edin, ideolojik bir görüşe mensup ol, şu marka giyin, şu müzikleri sev, şu şu kitapları al, oku. daha da uzatılabilir. tabi bunların bazıları güzel şeyler de olabilir. hatta okumak güzel şey onu geçelim. anlatmak istediğim, başka çevrelerde nasıl sosyalleşilir bilmiyom da şu an bana görünen çevre böyle yani. yapman gerekenler sanki birileri tarafından belli kalıplarla belirlenmiş durumda. lan kim o birileri? kim olcak dış güçler :(
diyom ki bişeyleri tercih etmemek de bir tercihtir. ancak tercih etmeme hakkı var ya, eğer ortada özgürlükten bahsediliyorsa daha özgür bir davranıştır. en azından bu birilerinin bize sunduğu kalıp olmuş tercihleri tercih etmemekle daha az köleleştirilmiş, daha az yozlazmış ve daha az kirlenmiş oluruz. kendimizi daha az alet etmiş oluruz.
kişilerle kurumların akrabacılık oynadığı günümüz dünyasında, devletler bi bakıma ensesttir. içip içip kendi çocuklarına tecavüz eder devlet babalar. sert mi oldu? olmalı. sistemlerle veya rejimlerle evlenen bu devletler peydahladıkları toplumları birbirinden hep kayırmışlardır. önceki rejimlerden kalan veya başka sistemler isteyen üvey evlatları vardır. sürekli rekabet hali. hangi kardeş kurtaracak aileyi. ya da hangisi kendi ailesini kurmak için ayrılacak. aileye başkaldıran olursa devlet baba bi güzel terbiye eder, öper, sever. yola gelmezse evlatlıktan reddeder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder