http://www.youtube.com/watch?v=swFNC8FE-Ak
uzun zamandır dinlemez oldum bi zamanlar müptelası olduğum şu parçayı.
kimsede aramazdım gönlümün pamuk prensesini harbiden de öyleydi. bildiğin bitirmiştim artık ya bütün duygularım yok hükmündeydi. sanki dünya bir oyundu ve ben treni kaçırmıştım. şehir üstüme üstüme geliyordu el ele tutuşmuş ikili ordularla. her defasında çarpıyordu yüzüme sevgililerin o sinsi bakışları. sen yalnızsın yalnız öleceksin'i pompalıyordu beynime. kendimi hazırlamaya başlamıştım ufaktan. tövbe etmiştim artık sevmelere. sevilmeler de olamadığından hayatımda çokta zor olmuyordu bu alışma çabaları. bir evim bir de sigaram geçiniyorduk işte öyle duvarlara aşk şiirleri yazarak. yalnızlık üzerime okunmuş bir lanetti öyle. 3 yaşımdan beri yalnızdım zaten ben. dedik ya allah analı babalı büyütmedi beni. yeterince dua etmemiş demek ki annemin çevresi "allah analı babalı büyütsün" tarzında.
ancaaak.. bir dua var ki çok işitmişimdir "allah sevdiğine kavuştursun" sanırım gerçekten içlerinden gelerek söylemişler. kavuşturdu işte sonunda bak isyan etme yok artık. ben de diyorum son zamanlarda niye kaybediyorum kumarda. iddaa'dan dolayı az para kaybetmemiştim. bildiğin dibe vurmuştum öyle böyle değil bütçe fena sarsılmıştı ulan diyodum aşkta da kaybediyoruz bari kumarda kazanalım olmuyordu ama olmadı da. bari kumarda kazanalım demiyorum ki artık "barilik" bir durum yok artık ortada, bütün hayatın anlamı olan aşkta kazanıyorum artık öyle kazanıyorum ki tüm geçmişin kalp fakirliğini silip süpürecek derecede çuval çuval kazanıyorum hem de.
hiç inancım yoktu benim. yanıbaşımdan geçip gitmekteydi gönül verdiklerim. bir insan kaç kere gönül verebilir ki kaç kere kaybedebilir, onu geçtim ne zaman pes edebilir? bitmek tükenmek bilmeyen bir aşk sanrısı içersindeydim. işte öyle bir zamanda çıktın ki karşıma lanetin bitti, kabusundan uyan nidaları ata ata kalbime işledin sevgi ve şefkatini. ben hüzündüm, beni sen seçtin. seçilmiş olmanın verdiği dayanılmaz haz. adres doğruydu, zaman doğruydu, hedef kişi doğruydu. dört dörtlük bir aşk filmi senaryosu. ben aşk filmlerine pek ısınamam, eğer sonda kavuşurlarsa kız ve oğlan, kıskançlığımdan söver sayar öyle bitirirdim filmi. inanmazdım çünkü inancım yoktu kavuşmalara, karşılıklı aşklara. o derece tiksinmiştim ve hatta itilmiştim aşka dair dünyadan. gel gelelim inancımı yeniden kazandım. gözlerimle görünce, bizzat yaşayınca mutluluğu inanmaya başladım artık. daha sımsıkı sarıldım, ne yaptığının tam bilincinde ama deli gibi inanmış bir durumdayım. gözü kör olan aşklara inat olarak aksine demiştim ya ben aşkı bulunca açılcak gözlerim. şu an gözlerim fal taşı yaban çiçeğim.
artık zaman öyle hızlı akıyor ki yaşarken günlere yetişemez, günleri sayamaz oldum. şimdi takvime baktım da tam 1 ay olmuş dolu dolu. bir insan bu kadar uzun rüya göremez dimi? rüyasa da rüya olsun. bakarsın rekorlar kitabına yazılır adım en uzun rüya diye. yani bu işin sonu her türlü güzele çıkıyor. beni seversen hayat olurum sevmezsen rüya. ikisi de güzeldir vesselam. hayat seninle güzel rüyalar seninle. sevmek seni sevince daha bi güzel yaban çiçeğim. sevmek fiilini duyunca aklımda direk sen canlanırsın. bi aşk şarkısında akla direk sen gelirsin. bir insana geçmişi unutturabilmişsen, başarmışsındır demektir. herşey başarılı olacak diye bi kaide yok hele başarılı aşk diye birşey sanırım en olmazı olurdu.
sahi düşündüm de "başarılı aşk" nedir ya? daha önce onlarca " sıfatlı aşk " duymuştum ama bak bunu ilk defa kendimden duydum şimdi. evet evet kendimden duydum. iç sesimden yaniii. neyse neyse saçmaladım gene, bak kulağımda çınladı, meleğim adımı andı galiba, batıl inançlara bayılıyorum, onlarsız hayat çekilmezdi beee.
haydi iyi şeyler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder